"DANSIN TARİHÇESİ"



DANS NEDİR? 
Dans kelimesi, birçok dilde "Tanz,Tanse,Dance"şeklinde,ifade edilmektedir.Türkçe’de bu kelimelerin karşılığı ise “Raks”tır. 

Dans ya da Raks, tüm vücudun bir müzik ritmi eşliğinde estetikle beraber bir gelenek, sanat, bir tedavi şekli olduğu söylenebilir.

Dans, ritmik ve bir kalıp hareket olgusudur. 

Dans için “Ritmik Hareket”,“Müziğin Eşi”,“Dini Hareket”,“Anlama-Anlatma Aracı”, “Sanatların Anası” gibi tanımlamalar yapılabilmektedir.


DANSIN KÖKENİ VE TARİHTEKİ GELİŞİM SÜRECİ

Dans, en eski sanatlardan biri sayılmaktadır. İlk insanlar isteklerini içgüdüsel bazı ritmik hareketlerle anlatırlardı. Aslında, dansın insanlığın yeryüzünde varoluşundan bile eski olduğu söylenebilir.

Uygarlıklar geliştikçe, ilkel büyü danslarından dinsel törenler ve ayinler doğdu. Dansta kurallar ortaya çıkmaya başladı. Eğlence amaçlı dans etme ilk olarak Mısır'da başladı. Sonraki yıllarda Eski Yunan'da dans daha da gelişti. Bütün dinsel törenlerin önemli bir ögesi ve ayrıca bir eğlence kaynağı olan dans aynı zamanda tiyatro oyunlarının başlıca temelini oluşturdu. Dansları tasarlamak ve düzenlemek anlamına gelen koreografi sözcüğü de Yunan kökenlidir.

Eski Yunanlılar askerlerin eğitiminde temel öge olarak dansı kullandılar. Günümüze kayıtları ulaşan bu danslardan, askerlere bireysel ve toplu saldırı hareketlerinin ritmik bir biçimde öğretildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca Eski Yunanistan'da devlet adamları, generaller, şair ve oyun yazarları gibi önemli kişiler şenliklerde ve zaferlerini kutlarken dans ederlerdi.

Romalılar ise Yunanlıları taklit etmiş, ancak Yunan sanatının ve felsefesinin ruhunu dansa sindirememişlerdir. Romalılar dinsel törenlerinde dansa yer vermelerine karşın, dans bu dönemde yozlaşmıştır.

İlk olarak Hıristiyanlar dansı tapınma amacıyla kullanmışlardır. Daha sonra ise Doğuda dans yaygın olarak dinsel amaçlar için kullanıldı. Doğuda dansın en eski ve en gelişmiş biçimine Hindistan'da rastlanır. Bazı tapınaklarda hâlâ "Tanrının Hizmetçileri" anlamına gelen devadasi'ler bulunur. Yıllarca tanrılara hizmet etmek için eğitilen bu kadınlar yaşamlarını dinsel törenlerde şarkı söyleyerek ve dans ederek sürdürürler. İspanya'da ise bazı katedrallerde dans kutsal günlerde ayinlerin bir parçası olmayı sürdürmüştür.

19. yüzyıla gelindiğinde, Avrupa ve ABD' de dans hemen hemen tümüyle kilise etkinliklerinin dışına çıkarılmıştır. Ve yaklaşık 4000 yıllık geçmişi içinde öyle hızlı gelişim göstermiştir ki haritaya baktığımızda dansın bütün dünyayı  nasıl sardığını kolaylıkla görebilmekteyiz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder